Üzerimde pijamalar, steyşın arabamızın arkasında, abimin yanında açardım gözlerimi... Belli ki bizimkiler yola çıkmak için sabredememiş, bavullarla birlikte bizi arkaya yüklemişlerdi. Yine erkenden Çeşme'ye gidiyorduk.
Çocukluğumun en net görüntüsü olarak araba camından akıp giden yollar aklımda kaldı. Gözlerimi sayısız defa yollarda açtım ve yollarda yumdum. Ben yollarda büyüdüm.Gezgine sormuşlar: "Neden seyahat ediyorsun?" Gezgin, "Orada olduğu için" diye cevap vermiş.
Neyin nerede olduğunu, neyin peşine düştüğümüzü, kendimiz de bilmiyoruz aslında. Uzak yerleri hayal olmaktan çıkarıp, tanıklık etmek için belki de. Cevabı olmayan bir soru bu, kabul edelim.
Bagajda cevapsız bir soru, bir fotoğraf makinesi ve bir dizüstü bilgisayarla, kuzeyden güneye, batıdan doğuya, Türkiye'yi dolaşmaya karar verdim. Belki cevabı olan birine rastlayabilirim. İlk durağım, 30 yıllık uzatmalı sevgilim Çeşme. Buranın yaşlılarına sorsanız, Çeşme'nin ne çok değiştiğini uzun uzun anlatırlar. Ne gariptir ki, benim de geçmişle ilgili en çok anım büyüdüğüm yer İzmir'den değil de, Çeşme'dendir. Benim kütüğümde Çeşme yazar. Büyükbabam, Rumlar zamanında, Çeşme'de doğmuş. Gençliğinde burada fener memurluğu yapmış. Çeşme'de yaşadığı eve gittim, artık bir bakkal.
Yorumlar
Yorum Gönder