Ana içeriğe atla

Cezayir ve Savaş


Patlak veren çatışmalar kısa, şiddetli ve birbirinin eşi oluyordu. Fransız komandoları, kamuflaj üniformaları içinde terleyen 30 adam, bütün bir öğleden sonrayı kuzeybatı Cezayir'deki çıplak ve ıssız dağlara tırmanarak geçirmişti. Görevleri, Şelif Ovası'ndaki bereketli çiftliklere baskın düzenlemek üzere olan bir asi grubunun önünü kesmekti. Çinhindi'nde aldığı yara, yüzbaşının sağ gözünün altında küçük bir iz ve kalıcı bir tik bırakmıştı. Yüzbaşı kararan gökyüzüne baktı. “Güneş batınca” dedi bana, “yanımızdan gölgeler gibi geçip gidecekler.

Onları bir an önce bulamazsak, sabaha kadar birkaç çiftçi ölmüş olacak.”

Araziye yayılmış askerler bir yamacın tepesine ulaştığında, içlerinden biri bağırdı: “Oradalar!” Aynı anda yeşil giysili isyancı grubu, Fransızları fark etti. Makineli tüfekler takırdamaya başladı. Mermiler kulaklarımın dibinde çatırdıyor, el bombaları boğuk bir sesle patlıyor, şarapnel parçaları başlarımızın üzerinden vınlayarak geçiyordu. Alacakaranlık, tepelerde geceye dönüşürken ateş sona erdi.

“Kaçtılar, mon capitaine” diye rapor verdi bir onbaşı. “Dağlara geri döndüler. Bir ikisini vurmuş olabiliriz, ama bu karanlıkta söylemek zor.”

Yüzbaşı omuzlarını silkti. “Şansımız yok. Peki, bir müfreze al ve yeniden denemeleri olasılığına karşı burasıyla yol arasında pusu kurun. Beni de telsizle bilgilendirin.”

Geldiğimiz uzun, yorucu yoldan geri dönmeye çabalarken yüzbaşı, “Hep böyle oluyor. Onları yakalıyorsun, bir koyakta kaybolup gidiyorlar. Avuç dolusu civayı yakalamaya çalışmak gibi.” Yüzbaşı, dağların siyah koruyuculuğuna bakıyordu. “Ama onlar için de kolay olduğunu sanmayın. Soğuk, açlık, yetersiz silahlar, hayvanlar gibi avlanmak. Bazen onların da bizim kadar bezdiğini düşünüyorum.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çanakkale Bozcada

ÇANAKKALE - BOZCAADA gezisi Bozcaada havası gibi atmosferi de değişmiş geçen yıllarla. Rumlar gitmiş Avustralya'ya, Yunanistan'a. Karşı kıyıdan köylüler gelmiş. “... Rumlarla kardeş gibi büyüdük. o zaman 800 Türk, 1200 Rum vardı. Ortadan geçen yol mahalleleri ayırırdı. Çok iyi geçinirdik. Hiç kavgamız gürültümüz yoktu. Ne zaman Kıbrıs harbi çıktı, her şey bozuldu...” Sadece Rumlar değil, adanın yerlisi Türklerin de bir çoğu başka yerlere göç etmiş. Yakar Kaptan'ın iki çocuğu var, büyümüş; biri İzmir'de, öteki İstanbul'da oturuyor. Torunlarını yazdan yaza görüyor. Fırtınanın uluyarak sokaklarda koşturduğu kış geceleri kocaman evde hiç kolay geçmiyor. “..çok çalıştım, çok para kazandım ama işte bu motorları aldım. Bu evi kendimiz yaptık. O zaman adada böyle ev yok, saray gibi. Ama kışın vakit geçmek bilmiyor...” O zaman başlıyor devriniz ey hatıralar... Örneğin Midilli'ye gidişleri. “...iki tane liman vardı. Aynı bizim İstanbul'da Tep

KORE Endüstriyel Turlar

KORE Turlarında Endüstriyi inceledik Kore'nin büyük bir hızla dünyanın önde gelen ekonomilerinden birine dönüşmesi süreci, dünyanın dört bir yanından insanların gözünde ülkeyi ilginç bir araştırma konusu yapıyor. Kore bugün çelik ve gemi yapımı endüstrisinde dünyanın önde gelen ülkesi konumunda ve özellikle ağır sanayideki gelişim Kore'de endüstriyel turizmin gelişmesini sağladı. Eğer siz de Kore'nin endüstriyel yüzüne ilgi duyuyorsanız, pek çok şirket kendi tesislerine turlar düzenliyor. Samsung D'light Bu showroom / amiral mağaza, ziyaretçilerin Samsung'un çıkardığı en son elektronik ürünleri deneyip test etmesine olanak sağlıyor. Yılda 300 milyonun üzerinde satış rakamına ulaşan cep telefonları da dahil sayısız ürün ve gelecek vaat eden yeni ürünler burada sergileniyor. Hyundai Motors Ulsan Fabrikası Kore'nin ilk otomobilini yapan ve satan Hyundai Motors, Kore'nin otomotiv sektörünün yaklaşık yüzde 40'ını elinde tutuyor. 20

İspanya Meydanı Hakkında

İspanya Meydanı Ruhun ve aslında Roma'nın bu bölgesi görkemli. Ürkütücü Vittoriano anıtı, Roma'nın ayakta kalan aristokrasisinin labirent hazine sandığı sarayları - hatta Via Condotti'nin elmaslarla örtülü sakinleri bile - hepsi kendi evreninin merkezindeki bir şehrin coşkulu egosunu temsil ediyor. Ünlü İspanyol Merdivenleri'ne tırmanırken binlerce enstantane boyunca yürürken kürklü bayanları burada göreceksiniz.  Herkesin gezi listesinin başında büyük Barok şekerleme, Trevi Çeşmesi var. Yankesiciler bu turist ağır noktasını desteklediğinden, o cüzdanı çekerken özellikle farkında olun. Çeşmedeki değişiminizi tamamladıktan sonra, kalabalıkları takip edin ve bu mahalleyi keşfetmek için ciddi zaman ayırmaya hazır olun. Roma'nın bir ana caddesi varsa, genellikle şehrin genç bölgelerinden mavi kot pantolonların kireçli bir şekilde göç etmesine benzeyen bir ritüel yürüyüş için Roma gençlerinin sürüsü ile sıkışan Via del Corso. Bu cadde boyunca, gri ve çalkantılı at