Ana içeriğe atla

Çin'de Yüksek Teknoloji Çalışmaları


• Yüksek Teknoloji Geliştirilmesi Konusundaki Planlar Mart 1992'de Çin hükümeti, gelişmiş teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanmasının teşvik edilmesine yönelik "Orta ve Uzun Vadeli Bilimsel ve Teknolojik Gelişme Ulusal Programı'nı yayınlamıştır. Gelecek 30 yılda yüksek teknolojinin geliştirilmesi konusunda uygulanacak planı içeren bu belge, stratejik amaçları ve hedeflenen başlıca teknolojileri belirtmektedir. Çin, daha Mart 1986'da dünyada bilim ve teknoloji alanındaki en son gelişmeleri izlemek ve biyolojik teknoloji, uzay teknolojisi, bilgi teknolojisi, lazer teknolojisi, otomasyon, enerji ve yeni malzemeler gibi alanlarda Çin ve dünyadaki öteki ülkeler arasındaki farkın azaltılması amacıyla belirli alanlarda önemli ilerlemeler kaydedilmesi için çalışmalarda bulunmak üzere seçkin bilim ve teknoloji personelinin bir araya getirilmesini öngören "Yüksek Teknoloji Araştırma Planı'nı (863 Planı olarak da bilinmektedir) uygulamaya başlamıştır. Söz konusu planın uygulanmasından bu yana yadsınamayacak ilerlemeler kaydedilmiştir. 1995'in sonunda Çin'in uzay ve lazer teknolojisi, uluslararası gelişmiş düzeylere ulaşmıştır. Yukarıda belirtilen öteki beş alandaki araştırma faaliyetleri sonucunda 560'dan fazlası uluslararası düzeyde olan 1,200 proje gerçekleştirilmiştir.

Çin, 1998'de teknolojik yeniliklerin ticari alanda uygulanması ve yeni teknoloji sanayilerinin geliştirilmesinin teşvik edilmesi için "Meşale Planı'nı uygulamaya başlamıştır. Sekizinci Beş Yıllık Plan döneminde (1991-1995) "Meşale Planı" kapsamında 6.000 proje oluşturulmuş; toplam sınai üretim değerindeki kümülatif artış 181 milyar yuana; vergi öncesi toplam kar hacmi de 37.3 milyar yuana ulaşmıştır. Aynı dönemde 52'si devlet düzeyinde olmak üzere 120 yüksek teknoloji sınai geliştirme bölgesi oluşturulmuş ve ihracata yönelik çeşitli işletmeler kurulmuştur. Bu sayede Çin'in yüksek teknoloji sanayii, uluslararası piyasaya girmeye, ulaslararası işbirliği ve rekabete katılmaya başlamıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İspanya Meydanı Hakkında

İspanya Meydanı Ruhun ve aslında Roma'nın bu bölgesi görkemli. Ürkütücü Vittoriano anıtı, Roma'nın ayakta kalan aristokrasisinin labirent hazine sandığı sarayları - hatta Via Condotti'nin elmaslarla örtülü sakinleri bile - hepsi kendi evreninin merkezindeki bir şehrin coşkulu egosunu temsil ediyor. Ünlü İspanyol Merdivenleri'ne tırmanırken binlerce enstantane boyunca yürürken kürklü bayanları burada göreceksiniz.  Herkesin gezi listesinin başında büyük Barok şekerleme, Trevi Çeşmesi var. Yankesiciler bu turist ağır noktasını desteklediğinden, o cüzdanı çekerken özellikle farkında olun. Çeşmedeki değişiminizi tamamladıktan sonra, kalabalıkları takip edin ve bu mahalleyi keşfetmek için ciddi zaman ayırmaya hazır olun. Roma'nın bir ana caddesi varsa, genellikle şehrin genç bölgelerinden mavi kot pantolonların kireçli bir şekilde göç etmesine benzeyen bir ritüel yürüyüş için Roma gençlerinin sürüsü ile sıkışan Via del Corso. Bu cadde boyunca, gri ve çalkantılı at

Çanakkale Bozcada

ÇANAKKALE - BOZCAADA gezisi Bozcaada havası gibi atmosferi de değişmiş geçen yıllarla. Rumlar gitmiş Avustralya'ya, Yunanistan'a. Karşı kıyıdan köylüler gelmiş. “... Rumlarla kardeş gibi büyüdük. o zaman 800 Türk, 1200 Rum vardı. Ortadan geçen yol mahalleleri ayırırdı. Çok iyi geçinirdik. Hiç kavgamız gürültümüz yoktu. Ne zaman Kıbrıs harbi çıktı, her şey bozuldu...” Sadece Rumlar değil, adanın yerlisi Türklerin de bir çoğu başka yerlere göç etmiş. Yakar Kaptan'ın iki çocuğu var, büyümüş; biri İzmir'de, öteki İstanbul'da oturuyor. Torunlarını yazdan yaza görüyor. Fırtınanın uluyarak sokaklarda koşturduğu kış geceleri kocaman evde hiç kolay geçmiyor. “..çok çalıştım, çok para kazandım ama işte bu motorları aldım. Bu evi kendimiz yaptık. O zaman adada böyle ev yok, saray gibi. Ama kışın vakit geçmek bilmiyor...” O zaman başlıyor devriniz ey hatıralar... Örneğin Midilli'ye gidişleri. “...iki tane liman vardı. Aynı bizim İstanbul'da Tep

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi ve Mindos Kapısı

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müze kalenin içinde. Kaş'ın güney doğusunda bulunan, dünyanın en eski batığı Ulubu­run'dan çıkarılan buluntular ve geminin kalın­tıları burada sergileniyor. 20 metre uzunlu­ğunda ve sedir ağacından yapılan gemi 11 yılda 25.000 dalış yapılarak çıkarılmış. Batıktan çıkarılan Nefertiti'ye ait altın mühür ve yeryüzünün bilinen en eski kitabı bu mü­ zede. Dünyanın en büyük İslam cam eserleri koleksiyonu da Cam Batığı'nda (her gün 08.30-17.30 saatleri arasında açık). Mindos Kapısı MÖ 364'te Büyük İskender'in şehir kuşatma­sı sırasında kapının tahrip olan bölümleri yi­ne kendisi tarafından yaptırılmış. Mindos Kapısı 7 km'lik antik sur duvarlarının batısın­da yer alıyor.