AVON NEHRi'NiN ÖNÜNDE HAFİF EĞİMLİ TEPELERİN arasındaki vadide yer alan Bath, beşinci yüzyıla kadar popüler olan bir Roma kaplıcasıydı. Mineralce zengin suları ve sıcak su kaynakları, kentin çağlar boyunca refah içinde olmasını sağlamıştır.
Londra' dan yola çıkan tren Avon vadisinin üzerinde hızla yol aldıktan sonra yavaşlar ve Georgia tarzı taraçaları ve hilal şeklindeki sıra evleri üzerinde yükselen Bath Abbey'in (Bath Manastırı, Abbey Counrtyard, Tel: 0 1225-422462) sivri çatılı kulesiyle kentin muhteşem panoraması görünür. Bu manastır 16. yüzyılda manastırlara el konulmasından önce İngiltere 'de inşa edilen tamamlanmış son manastır kilisesidir. Devasa pencereleriyle içerisi, büyük bir bölümü Sir George Gilbert Scott tarafından 1864'de yeniden inşa edilen geniş yelpaze tonozlu çatısıyla muazzam bir fener görünümündedir. Manastırın yanında bulunan Roma Hamamları kompleksi; tapınağı, hamamları, heykel ve sikke müzesi ve diğer kalıntılarıyla Avrupa'nın en iyi Roma sitelerinden biridir. Hamamların hemen yanındaki Şifalı içme Odası 18. yüzyıl Bath' inin sosyal merkeziydi; ünlü ziyaretçileri arasında, daha sonra IV. George adıyla tahta çıkacak Galler Prensi ile genç sosyete ressamı Thomas Gainsborough da vardı.
Bath'in büyük bir bölümü 18. yüzyılda kurulmuş, yumuşak, yerel taşlarlarla bugün çok değer verilen ve sevgiyle korunan seçkin bir Georgian dönemi kasabası yaratılmıştır. Great Pulteney Street özellikle dardır ve 1770'de inşa edilmiş Robert Adam'ın Pulteney Köprüsü üzerinden geçer.
Yorumlar
Yorum Gönder