Ana içeriğe atla

South Bank


LONDRA'NIN RESMİ YAŞAMININ ODAKLANDIĞI BÖLGELER OLAN WESTMINSTER ve City, Thames Nehri' nin kuzey yakasındadır. Güney yakası ise, eğlence ha yatının yoğunlaştığı yerdir. Gelişmenin tohumları 1574 yılında, Püriten yönetimin City sınırları içinde tiyatroya yasak koymasıyla atıldı. Bunun üzerine tiyatrolar nehrin karşı kıyısına, kiraz bahçeleri, tavernalar, bearbaiting (Ç.N: köpeklerin, boynundan ya da tek ayağından balığ bir ayıyla güreştirilmesi) ve dans gibi bazı zevklerin mekanı Southwark'a taşındılar.

18. yüzyılda beliren ulusal bir tiyatro düşüncesi, daha sonra Waterloo Station yakınlarında bir kumpanyanının kuruluşu ile hayata geçirildi. Daha yakın bir dönemde de, South Bank Arts Complex (South Bank Sanat Kompleksi) içinde ihtiyaca yönelik tasar­lanan üç katlı bir tiyatro açıldı.

Thames'in, iki köprü arasında, Tower Bridge'den Westminster Bridge'e uzanan bu kısmı, City ve Westminster'in tam karşısında yer alır ve nehrin çizdiği geniş eğrinin içini doldurur. Londra yüzyıllar içinde genişledikçe güney yakası da gelişmiştir. Karayolu köprülerin in sayısı altıya, demiryolu köprülerinin sayısı üçe yükselmiş ve bir köprü de yayaların geçişine ayrılmıştır. Güney yakasında Westminster'dan Dome'a kadar giden Jubilee Lime battı, Under­ ground'ın (metronun ) Londra'daki en yeni kesimidir. Chcrry Garden Pier, bu hat üzerindeki Bermondsey İstasyonu'na kısa bir yürüyüş mesafesindedir. III. Edward' ın, BermondseyWall Street ve Cathay Street köşesinden doğuya uzanan, etrafı hendekle çevrili malikanesinin bir kısmı şimdilerde metro hattı üzerinde kalmıştır. Hemen yanında, Kaptan Cook'un yolculuklarını planladığı, James McNeill Whistler'ın da Londra manzaralarını tuvale aktardığı Angel Pub yer almaktadır. Burada bulunan ve 18- 19. yüzyıllarda Londra'ya dışarıdan gelen erzağın yaklaşık olarak dörtte üçünün saklandığı devasa depolar halk arasında London's Larder (Londra'nın Kileri) olarak adlandırılmaktaydı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kazablanka Gezi Rehberi

Kazablanka Fas'ın Atlantik kıyısında yer alan Kazablanka, ülkenin en büyük şehri ve 3,5 milyonun üzerinde nüfusa sahip en işlek limanıdır. Birçoğu için Casablanca adı, Ingrid Bergman ve Humphrey Bogart'ın oynadığı 1945 filminin romantizmini çağrıştırıyor; ama şehrin gerçekliği biraz farklı. Eski mahalleleri pitoresk Fransız sömürge ve geleneksel Fas mimarisinden adil payına sahip olsa da, Kazablanka'nın modern kimliği tamamen ilerleme ve gelişme ile ilgilidir. Marakeş, Fes, Meknes ve Rabat'ın imparatorluk şehirleri kadar atmosferik değil; ancak kozmopolit sanat mekanları, restoranlar ve gece kulüpleriyle dolu, gelişen bir iş merkezidir. Kazablanka'nın Tarihi  Kazablanka, 8. yüzyılın ortalarında Berber Barghawata krallığının en önemli şehirlerinden biri olarak öne çıktı. 14. yüzyılda Merinidler tarafından kilit liman olarak kullanılmıştır; ve 15. yüzyılda korsanlar için güvenli bir liman olarak biliniyordu. Kazablanka kısa süre sonra Portekiz kontrolü al...

Pakistan-Hindistan Sınırı

Bu arada Hayber'deki sınır kapısında hareketlilik her günkü gibi sürüp gidiyor. Ötelerde buzdolabı ve televizyon yüklü deve ve eşek kervanları kaçakçıların kullandığı yollarda ağır ağır ilerlerken, insan kalabalıkları iki ülke arasında bir o yana bir bu yana gidip geliyor. Sınırdan gelip geçen trafiğin belirgin bir düzeni var. İnsanlar Afganistan'dan boş çuvallar ve çantalarla geliyorlar, sonra satın aldıkları eşyaların ağırlığı altında iki büklüm olmuş geri dönüyorlar (Afganistan'da pirincin fiyatı Pakistan'dakinin iki katı). Beş yaşından daha büyük olmayan bir çocuk, her defasında beş litrelik bir tenekeyi yemeklik yağla doldurarak bir saatten az zaman içinde sınırdan üç kez geçti. Çocuk yağı Afganlı bir tüccar için taşıyordu. Adam yağı daha büyük bir hazneye boşaltıyor ve tenekeyi doldurmak için çocuğu yeniden öbür tarafa yolluyordu. Çocuk son seferinde, kendisini durduran bir sınır muhafızından sıkı bir şamar yedi. O bir Peştun'du, ama daha beş yaşından büyük ...

STORSEİSUNDET BRUG KÖPRÜSÜ

STORSEİSUNDET BRUG KÖPRÜSÜ STORSEİSUNDET BRUG KÖPRÜSÜ Fiziki Konumu Sinir kitzelinin hayranları için kesinlikle gerekli olan alışılmadık köprü Norveç'te bulunuyor. Benzersiz Storseisundet Köprüsü kayalık sahil boyunca uzanan yolun bir parçası. Köprünün asıl özelliği karmaşık viraj ve eğimdir. Yolun bazı yerlerinde köprünün görünen kısmı gerçek bir dalış tahtası anımsatıyor. Storseisundet Köprüsü her açıdan kendine özgü görünüyor. Yerliler, asıl özelliğini yansıtan köprünün orijinal adlarını vermişlerdir. Storseisundet'i 'sarhoş köprü' derler. Köprü Møre og Romsdal Gouvernements'ın topraklarında bulunur ve anakarasını Averøya Adası ile bağlar. Storseisundet Köprüsü, 'Atlantik Yolu' olarak adlandırılan ve 8 köprü barındıran bir parçası. Storseisundet altında en uzun olan köprünün uzantısı 260 metreyi oluşturur. Köprü Temmuz 1989'da açıldı ve o tarihten bu yana binlerce meraklı sürücü ve turisti yeni izlenimler arıyor. Köprü çok tehlikeli görünse de...