Ana içeriğe atla

İZMİR - SEFERİHİSAR


TEOS

Sığacık ilk bakışta pek özelliği olmayan ama küçük bir dikkatle olağanüstülüğü farkedilen bir köy. Köy eski bir kale duvarı ile çevrili. Surlarla çevrilmiş ve dış tehlikelere karşı bütün yapıların sur içine kurulduğu eski kentler gibi. Tabii eski tehlike kalmadığı için kalenin iç duvarlarına bitişik başlıyor evler. Sırtlarını surlara vermişler ve birbirlerine yaslanmışlar. Küçük küçük evlerden oluşan, daracık sokaklı bu kaleiçi evlerinin bir kısmı ne yazık ki koruma altına alınmadan önce yokedilip
yerine uydurma yapılar yapılmış. Şimdi SİT ilan edilmiş ve yıkım durmuş. Ancak eskisine uygun restorasyon yapmak mümkün. Sahilde Burç, Liman ve Def'i Gam adlı balıkçı lokantaları, küçük market ziyaretçileri bekliyor. Korunaklı küçük koy balıkçı teknelerinin barınağı. Koyun karşı tarafında da Deniz ve Urcan lokantaları var. Bu lokantalar yakınlığı dolayısıyla yaz sezonu dışında da İzmir'den gelen hafta sonu ziyaretçileri için açıklar.
Körfezin Eşek, Kanlı, ve Küçük Antik coğın en Böyük Dionysos Tapmağı 7e0s'7a yapılmıştı (üste) Seferikisar'n sahili Sığacık to Kalejei'nin yi Korunmuş evlerini göreceksiniz (alfa)
adlarında kara ile bağlı üç küçük adacığı da bulunuyor. Sığacık denize girmek için pek uygun değil, deniz için tepeyi aşıp Akkum'a gidiliyor, Akkum'da plaj ve güzel kumsallar bulunuyor. Akkum'dan doğu yönüne ilerlediğinizde güzel bir çamlık içinde ormaniçi dinlenme yeri var, serinlemek ya da piknik için çok uygun. Seferihisar ve çevresinin denizinin özelliği soğuk oluşu. Burada öyle yaz sıcağında “şerbet” gibi olmuş deniz yok.

TEOS ANTİK KENTİ

Sığacık Körfezi'ndeki antik Teos kenti İonia'nın 12 kentinden biriydi. Sığacık'a 2 km. uzaklıktaki Teos'un batı yönündeki Hellenistik surları ayaktadır (Zeytinlikler arasında kaldığı için gözünüzden kaçabilir). Antik dünyanın en büyük Dionysos tapınağı burada inşa edilmişti. Ören yeri ile ilgili açıklayıcı hiçbir bilgiyi orada bulamayacaksınız. Teoslular deniz ticareti ile uğraşırlardı. Sanat da gelişmişti, dünyanın ilk “aktörler birliği” burada kurulmuştu. Tiyatrosunun sahne bölümü oldukça iyi durumdadır. Kentin biraz ilerisinde deniz tarafında 15. yy'a ait bir Türk kalesi vardır, kalenin güneybatı yönünde ise Roma dalgakıranından kalan bölüm görülebiliyor.
ULAŞIM
İzmir'e 50 km. uzaklıktaki Seferihisar'a Çeşme otoyolundan ayrıldıktan sonra 22 km'lik asfalt yolla ulaşılıyor. İlçeye girişte sola dönerseniz ilçe merkezine, sağa dönerseniz sahile, Sığacık Körfezi'ne ulaşırsınız. Seferihisar'dan minibüslerle de ulaşabilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İspanya Meydanı Hakkında

İspanya Meydanı Ruhun ve aslında Roma'nın bu bölgesi görkemli. Ürkütücü Vittoriano anıtı, Roma'nın ayakta kalan aristokrasisinin labirent hazine sandığı sarayları - hatta Via Condotti'nin elmaslarla örtülü sakinleri bile - hepsi kendi evreninin merkezindeki bir şehrin coşkulu egosunu temsil ediyor. Ünlü İspanyol Merdivenleri'ne tırmanırken binlerce enstantane boyunca yürürken kürklü bayanları burada göreceksiniz.  Herkesin gezi listesinin başında büyük Barok şekerleme, Trevi Çeşmesi var. Yankesiciler bu turist ağır noktasını desteklediğinden, o cüzdanı çekerken özellikle farkında olun. Çeşmedeki değişiminizi tamamladıktan sonra, kalabalıkları takip edin ve bu mahalleyi keşfetmek için ciddi zaman ayırmaya hazır olun. Roma'nın bir ana caddesi varsa, genellikle şehrin genç bölgelerinden mavi kot pantolonların kireçli bir şekilde göç etmesine benzeyen bir ritüel yürüyüş için Roma gençlerinin sürüsü ile sıkışan Via del Corso. Bu cadde boyunca, gri ve çalkantılı at

Çanakkale Bozcada

ÇANAKKALE - BOZCAADA gezisi Bozcaada havası gibi atmosferi de değişmiş geçen yıllarla. Rumlar gitmiş Avustralya'ya, Yunanistan'a. Karşı kıyıdan köylüler gelmiş. “... Rumlarla kardeş gibi büyüdük. o zaman 800 Türk, 1200 Rum vardı. Ortadan geçen yol mahalleleri ayırırdı. Çok iyi geçinirdik. Hiç kavgamız gürültümüz yoktu. Ne zaman Kıbrıs harbi çıktı, her şey bozuldu...” Sadece Rumlar değil, adanın yerlisi Türklerin de bir çoğu başka yerlere göç etmiş. Yakar Kaptan'ın iki çocuğu var, büyümüş; biri İzmir'de, öteki İstanbul'da oturuyor. Torunlarını yazdan yaza görüyor. Fırtınanın uluyarak sokaklarda koşturduğu kış geceleri kocaman evde hiç kolay geçmiyor. “..çok çalıştım, çok para kazandım ama işte bu motorları aldım. Bu evi kendimiz yaptık. O zaman adada böyle ev yok, saray gibi. Ama kışın vakit geçmek bilmiyor...” O zaman başlıyor devriniz ey hatıralar... Örneğin Midilli'ye gidişleri. “...iki tane liman vardı. Aynı bizim İstanbul'da Tep

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi ve Mindos Kapısı

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müze kalenin içinde. Kaş'ın güney doğusunda bulunan, dünyanın en eski batığı Ulubu­run'dan çıkarılan buluntular ve geminin kalın­tıları burada sergileniyor. 20 metre uzunlu­ğunda ve sedir ağacından yapılan gemi 11 yılda 25.000 dalış yapılarak çıkarılmış. Batıktan çıkarılan Nefertiti'ye ait altın mühür ve yeryüzünün bilinen en eski kitabı bu mü­ zede. Dünyanın en büyük İslam cam eserleri koleksiyonu da Cam Batığı'nda (her gün 08.30-17.30 saatleri arasında açık). Mindos Kapısı MÖ 364'te Büyük İskender'in şehir kuşatma­sı sırasında kapının tahrip olan bölümleri yi­ne kendisi tarafından yaptırılmış. Mindos Kapısı 7 km'lik antik sur duvarlarının batısın­da yer alıyor.