Ana içeriğe atla

HIERAPOLIS


Pamukkale kentini ilginç kılan, tarihin ve benzeri olmayan bir jeolojik oluşumun iç içe bu­lunması. Hierapolis'te nekropolün içinden ge­çip, sütunlu mermer yoldan yürüdükten ve kı­sa bir tırmanışla tiyatronun tepesine çıkıp kente baktıktan sonra, buradaki tarihten he­yecan duyarsınız . Tabi, muhteşem müzesi si­zi daha da doyuruyor. Hierapolis'i Hierapolis yapan travertenler de, bu duyguların keyifli bir tamamlayıcısı. MÖ 190 yılında, Bergama Kralı Eu menes bir kent kurar ve kenti Bergama'nın efsanevi kurucusu Telefos'un karısı, Hiera'ya adar . Kentin adı Hierapolis... Bu tarihten öncesine ait, hakkında kesin bilgi bulunmayan kentin, en az 10000 yıllık bir geçmişi var. Buradaki travertenlerin ve termal suyun şifalı olduğuna inanıldığı ve buranın yüzyıllar boyunca önem­li bir sağlık, din ve sanat merkezi olduğu bili­niyor. Kuzey Kapısı'ndan girer girmez, ilk göze çarpan nekropoldür . Binden fazla, farklı tarzda ve boyutta, Geç Helenistik Dönem'den Hıristiyanlığın ilk dönemlerine kadar mezarların bulunduğu nekropol 1,5 km boyunca uza­nır. Burası Anadolu'nun en büyüğü ve günü­müze en sağlam şekilde ulaşmış mezarlığıdır. Önemli lahitlerin yazıtlarında, çoğunlukla me­zar hırsızlarının yakalandıkları taktirde cezala­rının ne olacağı belirtilmiş. Bazı mezarların önünde, ölen kişin in akrabalarının ziyaretlerinde, oturup dinlenebilecekleri taş banklar bulunur. Çoğu kireçtaşından olan lahitlerin bazıları mermerden yapılmış. Bu mezarlarda ölünün günlük hayatında kullandığı ve bugün Hierapolis Müzesi'n de sergilenen bazı objeler de bulunmuş. Nekropolün kuzeyinde, zengin­lerin, doğusunda ise daha basit mezarlar var. Bu alanda genel olarak üç mezar tipi vardır; üzerinde ölü hakkında yazıtlar bulunan lahit­ ler, dairesel bir mezar odası olan tümülüsler ve ev tipi mezarlar. Ayrıca, kentin üç yönün­de nekropol alanları var. 1 km uzunluğunda­ki sütunlu cadde, bir uçtan diğer uca kenti ikiye bölüyor. Kentin iki ucunda da anıtsal kapılar var. Kuzeyindeki üç kemerli ve kuleli yapı, MS 84 yılında inşa edilen Domitianus Kapısı. Ayrıca günümüze ulaşan yapılar arasın­da bir Bizans bazilikası da var. Hierapolis'in en eski kalıntılarının arasında ve atlı arabala­rın bıraktığı izlerin görülebildiği bu mermer caddede, özellikle sakin bir zamanda yürümek daha keyifli. Sütun başlıkları, mermer parçaları, mimarı süslemeler her yere yayılmış durumda. Burada kazılan bazı dükkanlar ve depolar zanaatkarların ürettikleri ve kentin ti­cari yaşamı hakkında bilgi veriyor.


Bu yolun sonunda günümüzde müze olarak kullanılan Roma hamamları var. Bu yapının planı, diğer Roma hamamlarından pek farklı değil. Sadece burada kaynak suların kullanımı için, karmaşık ancak işlevsel bir su tesisatı ge­liştirilmiş. Kentin en görkemli ve en iyi korun­muş yapısı kuşkusuz tiyatrodur. Bir yamaca dayanan, 25000 kişilik tiyatro, MS II. yüzyıl ortalarında Hadrianus tarafından yaptırılmış. Zarif ve görkemli sahnesi, en etkileyici yanı. Bugün, mermer kabartmaların bulunduğu ti­yatro sahnesindeki, tanrıların hayatlarını anla­tan mitolojik sahnelerin çoğunun orijinali, Hi­erapolis Müzesi'nde ve bir heykeltıraşlık hari­kası. Tiyatrodan çıkarken, olağanüstü süslü üzerinde bitkisel motiflerin, mitolojik figürlerin, tanrıların bulunduğu mimarı parçaları kaçırma­yın. Sürekli açık olan ve biletsiz girilebilen tiyat­ronun kapısının hemen sağında, Apollon Tapı­nağı ve anıtsal bir yapı olan nimfaion var.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İspanya Meydanı Hakkında

İspanya Meydanı Ruhun ve aslında Roma'nın bu bölgesi görkemli. Ürkütücü Vittoriano anıtı, Roma'nın ayakta kalan aristokrasisinin labirent hazine sandığı sarayları - hatta Via Condotti'nin elmaslarla örtülü sakinleri bile - hepsi kendi evreninin merkezindeki bir şehrin coşkulu egosunu temsil ediyor. Ünlü İspanyol Merdivenleri'ne tırmanırken binlerce enstantane boyunca yürürken kürklü bayanları burada göreceksiniz.  Herkesin gezi listesinin başında büyük Barok şekerleme, Trevi Çeşmesi var. Yankesiciler bu turist ağır noktasını desteklediğinden, o cüzdanı çekerken özellikle farkında olun. Çeşmedeki değişiminizi tamamladıktan sonra, kalabalıkları takip edin ve bu mahalleyi keşfetmek için ciddi zaman ayırmaya hazır olun. Roma'nın bir ana caddesi varsa, genellikle şehrin genç bölgelerinden mavi kot pantolonların kireçli bir şekilde göç etmesine benzeyen bir ritüel yürüyüş için Roma gençlerinin sürüsü ile sıkışan Via del Corso. Bu cadde boyunca, gri ve çalkantılı at

Çanakkale Bozcada

ÇANAKKALE - BOZCAADA gezisi Bozcaada havası gibi atmosferi de değişmiş geçen yıllarla. Rumlar gitmiş Avustralya'ya, Yunanistan'a. Karşı kıyıdan köylüler gelmiş. “... Rumlarla kardeş gibi büyüdük. o zaman 800 Türk, 1200 Rum vardı. Ortadan geçen yol mahalleleri ayırırdı. Çok iyi geçinirdik. Hiç kavgamız gürültümüz yoktu. Ne zaman Kıbrıs harbi çıktı, her şey bozuldu...” Sadece Rumlar değil, adanın yerlisi Türklerin de bir çoğu başka yerlere göç etmiş. Yakar Kaptan'ın iki çocuğu var, büyümüş; biri İzmir'de, öteki İstanbul'da oturuyor. Torunlarını yazdan yaza görüyor. Fırtınanın uluyarak sokaklarda koşturduğu kış geceleri kocaman evde hiç kolay geçmiyor. “..çok çalıştım, çok para kazandım ama işte bu motorları aldım. Bu evi kendimiz yaptık. O zaman adada böyle ev yok, saray gibi. Ama kışın vakit geçmek bilmiyor...” O zaman başlıyor devriniz ey hatıralar... Örneğin Midilli'ye gidişleri. “...iki tane liman vardı. Aynı bizim İstanbul'da Tep

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi ve Mindos Kapısı

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müze kalenin içinde. Kaş'ın güney doğusunda bulunan, dünyanın en eski batığı Ulubu­run'dan çıkarılan buluntular ve geminin kalın­tıları burada sergileniyor. 20 metre uzunlu­ğunda ve sedir ağacından yapılan gemi 11 yılda 25.000 dalış yapılarak çıkarılmış. Batıktan çıkarılan Nefertiti'ye ait altın mühür ve yeryüzünün bilinen en eski kitabı bu mü­ zede. Dünyanın en büyük İslam cam eserleri koleksiyonu da Cam Batığı'nda (her gün 08.30-17.30 saatleri arasında açık). Mindos Kapısı MÖ 364'te Büyük İskender'in şehir kuşatma­sı sırasında kapının tahrip olan bölümleri yi­ne kendisi tarafından yaptırılmış. Mindos Kapısı 7 km'lik antik sur duvarlarının batısın­da yer alıyor.