Tire pazarının tezgahları yavaş yavaş, camilerin, zaviyelerin, türbelerin, hanların duvarlarına yaslanırken, sabah ezanıyla birlikte, avuçlar gökyüzüne açılıyor. Kimi, nargile kahvesi olan Çavuş'un Yeri'nde yakalanıyor, kimi sokakta, kimi sebzelerinin başında... Eskiden pazartesi kurulan, sonraları salıya alınan tarihi pazar, Ahi Baba'nın alışveriş duasıyla belki artık açılmıyor ama, herkes biliyor ki; bugün de, binlerce yıldır olduğu gibi, ticaret günü, bolluk günüdür...
Ama kolay vazgeçilemiyor işte... Saim Amca'nın Nuh Nebi'den kalma, ahtapot kollu, dokuma tezgahında, beledi dokumaktan vazgeçemediği gibi... 500 yıllık el yazmalarıyla dolu Necip paşa Kütüphanesi'ne her gün gelen, Tireli emekli müftü Gıyaseddin Bey'in, bir tıp profesörünün isteği üzerine, is mürekkebiyle yazılmış kitabın, iki yıldır süren ve daha ne kadar süreceği belirsiz tercümesinde, pes etmediği gibi... Tirelilerin karambolü gibi... İspanya' dan gelen Museviler, beraberlerinde bu geleneksel oyunu getirmişler. Bu oyunu, Tire'de artık tek açık hava karambol sahasının olduğu Alaybey Parkı'nda, çoğunlukla emekliler oynuyor. "Lek" denilen kısa tahtalar, "meşe" denilen toplarla, bilardoya benzeyen bir teknikle, devrilmeye çalışılıyor. Puanlama için, sahanın kenarında, tele dizilmiş bira kapakları kullanılıyor . Oyunculardan biri, "Hadi eylenmeyelim, oyuna devam" derken, düşüncelerim, zaten kurallarını çok iyi anlayamadığım karambolden uzaklaşıp, Tire sözcüklerinin hoşluğuna takılıyor.
Ama kolay vazgeçilemiyor işte... Saim Amca'nın Nuh Nebi'den kalma, ahtapot kollu, dokuma tezgahında, beledi dokumaktan vazgeçemediği gibi... 500 yıllık el yazmalarıyla dolu Necip paşa Kütüphanesi'ne her gün gelen, Tireli emekli müftü Gıyaseddin Bey'in, bir tıp profesörünün isteği üzerine, is mürekkebiyle yazılmış kitabın, iki yıldır süren ve daha ne kadar süreceği belirsiz tercümesinde, pes etmediği gibi... Tirelilerin karambolü gibi... İspanya' dan gelen Museviler, beraberlerinde bu geleneksel oyunu getirmişler. Bu oyunu, Tire'de artık tek açık hava karambol sahasının olduğu Alaybey Parkı'nda, çoğunlukla emekliler oynuyor. "Lek" denilen kısa tahtalar, "meşe" denilen toplarla, bilardoya benzeyen bir teknikle, devrilmeye çalışılıyor. Puanlama için, sahanın kenarında, tele dizilmiş bira kapakları kullanılıyor . Oyunculardan biri, "Hadi eylenmeyelim, oyuna devam" derken, düşüncelerim, zaten kurallarını çok iyi anlayamadığım karambolden uzaklaşıp, Tire sözcüklerinin hoşluğuna takılıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder