Belleklere kazınacak bir manzaraydı: Şanlarını şöhretlerini, servetlerini geride bırakmış 1,5 milyon insan bu çıplak taşlık düzlükte, selamet ve inanan kardeşlerinin kurtuluşu için niyaz ediyordu. Allah'ın önünde herkesin eşit olduğunun idrakına bir kez daha varmış, herkesin kendi amelleriyle yargılanarak bunların cezasını ya da ödülünü alacağı o günü hatırlamıştık.
Kimi hacılar, Hz. Peygamber'in devesinin üstünden Veda Hutbesi'ni okuduğu yere çıktılar. Hz. Muhammed bu konuşmasında İslam'ın belli başlı öğretilerini tekrarlamış ve kendisini izleyen inananlara artık mesajını verdiğini söyleyip peygamberlik görevini tamamladığına ümmetini şahit tutmuştu. Hz. Muhammed üç ay sonra, 632'de Medine'de vefat etti.
Güneş battıktan kısa süre sonra Mekke'ye tersine bir akın başladı. Hacılar Minâ'ya dönüşte yol üstünde gecelemek için Müzdelife'de dururlar. Bura- da, Hz. Peygamber'in yapmış olduğu gibi namazlarını kılarlar. Ve yine buradan, sonraki günlerde Minâ'daki üç “şeytan taşlama yeri”ne atacakları taşları toplarlar. Taş atılan bu cemreler kötü güçleri, onlara taş atmak da şeytana karşı yaşam boyunca verdiğimiz mücadeleyi simgeler.
Ayın onuncu günü hacılar bir hayvan kurban eder, yani hac mevsiminin sonunu işaret eden Kurban Bayramı'nı kutlar ve böylece Hz. İsmail'in kurtuluşunu anmış olurlar.
Gece yarısından az sonra Müzdelife'den Mekke'ye doğru yola çıkarak, şeytan taşlamanın birinci aşaması için kısa süreliğine Minâ'da durduk. Ardından, sa'ydan hemen önce yaptığımız tavafla aynı şekilde ziyaret tavafını yerine getirmek için Mescid-i Haram'a döndük. Sonra da her birimiz saçlarımızı kestirdik. Bu, ihramdan çıktığımızın bir işaretiydi.
Yorumlar
Yorum Gönder