Ana içeriğe atla

Londra Tarihi

Londra tarihi

BUGÜNKÜ LONDRA'YA BU ŞEKLİ VERENLER YÜZYILLARDAN BERİ BURADA
yaşayanlardır ve arkalarında türlü miraslar bırakmışlar: Romalılar Mitra Tapınağı'na, Sa­muel Pepys cıvıl cıvıl günlüklerini, William Hogarth 18. yüzyıl yaşamını anlatan karika­türlerini. Kahramanlar heykelleriyle anıldılar; örneğin Sir Winston Churchill, Parliament Square'de (Parlamento Meydanı) duruyor. Sir Christopher Wren, Dr. Johnson gibi kimi Londralıların adları gündelik yaşama girdi. Mühendis Joseph Bazalgette gibi, tarım alan­ları ıslah programıyla 19. yüzyıl Londrası'nın çehresini değiştirenler daha fazla anılmayı elbette hak ettiler. Ama başroller hep kentin iki farklı semtini hakimiyet altında tutan­larındı. City'de sürekli olarak Kraliyet Borsası'nı kuran Thomas Gresham anılırken, West­minster'de "Dindar" Edward'dan Margaret Thatcher'e kadar bir dizi isim öne çıktı hep. Aslında Londra, 2 bin yıllık tarihinde yer alan herkes tarafından yaratılmış bir kenttir.



ROMALILAR DÖNEMİNDE LONDRA

Londra iö 54 yılında doğmuş olabilir. O yıl, Julius Caesar (Jül Sezar) ve komutasındaki Roma ordusu Thames üzerindeki iki kaleyi ellerinde bulunduran Catuvellauni güçlerine saldırdığı sırada, sular büyük bir olasılıkla çekilmişti ve gemiden karaya yürüyerek geçilebiliyordu. Ancak Cesar Galya'ya
(Fransa) döndü. Romalılar İS 43 yılında İmparator Claudius döneminde geri döndüklerinde, aynı nokta üzerinde Londinium adını verdikleri limanı kurdular. Burada ilk Londra Köprüsü'nü inşa ederek, güneydoğudaki limanlarını (şimdiki Kent) Britanya vilayetinin başkenti Camulodunum'a (Colchestcr) bağladılar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pakistan-Hindistan Sınırı

Bu arada Hayber'deki sınır kapısında hareketlilik her günkü gibi sürüp gidiyor. Ötelerde buzdolabı ve televizyon yüklü deve ve eşek kervanları kaçakçıların kullandığı yollarda ağır ağır ilerlerken, insan kalabalıkları iki ülke arasında bir o yana bir bu yana gidip geliyor. Sınırdan gelip geçen trafiğin belirgin bir düzeni var. İnsanlar Afganistan'dan boş çuvallar ve çantalarla geliyorlar, sonra satın aldıkları eşyaların ağırlığı altında iki büklüm olmuş geri dönüyorlar (Afganistan'da pirincin fiyatı Pakistan'dakinin iki katı). Beş yaşından daha büyük olmayan bir çocuk, her defasında beş litrelik bir tenekeyi yemeklik yağla doldurarak bir saatten az zaman içinde sınırdan üç kez geçti. Çocuk yağı Afganlı bir tüccar için taşıyordu. Adam yağı daha büyük bir hazneye boşaltıyor ve tenekeyi doldurmak için çocuğu yeniden öbür tarafa yolluyordu. Çocuk son seferinde, kendisini durduran bir sınır muhafızından sıkı bir şamar yedi. O bir Peştun'du, ama daha beş yaşından büyük ...

İspanya Meydanı Hakkında

İspanya Meydanı Ruhun ve aslında Roma'nın bu bölgesi görkemli. Ürkütücü Vittoriano anıtı, Roma'nın ayakta kalan aristokrasisinin labirent hazine sandığı sarayları - hatta Via Condotti'nin elmaslarla örtülü sakinleri bile - hepsi kendi evreninin merkezindeki bir şehrin coşkulu egosunu temsil ediyor. Ünlü İspanyol Merdivenleri'ne tırmanırken binlerce enstantane boyunca yürürken kürklü bayanları burada göreceksiniz.  Herkesin gezi listesinin başında büyük Barok şekerleme, Trevi Çeşmesi var. Yankesiciler bu turist ağır noktasını desteklediğinden, o cüzdanı çekerken özellikle farkında olun. Çeşmedeki değişiminizi tamamladıktan sonra, kalabalıkları takip edin ve bu mahalleyi keşfetmek için ciddi zaman ayırmaya hazır olun. Roma'nın bir ana caddesi varsa, genellikle şehrin genç bölgelerinden mavi kot pantolonların kireçli bir şekilde göç etmesine benzeyen bir ritüel yürüyüş için Roma gençlerinin sürüsü ile sıkışan Via del Corso. Bu cadde boyunca, gri ve çalkantılı at...

Çanakkale Bozcada

ÇANAKKALE - BOZCAADA gezisi Bozcaada havası gibi atmosferi de değişmiş geçen yıllarla. Rumlar gitmiş Avustralya'ya, Yunanistan'a. Karşı kıyıdan köylüler gelmiş. “... Rumlarla kardeş gibi büyüdük. o zaman 800 Türk, 1200 Rum vardı. Ortadan geçen yol mahalleleri ayırırdı. Çok iyi geçinirdik. Hiç kavgamız gürültümüz yoktu. Ne zaman Kıbrıs harbi çıktı, her şey bozuldu...” Sadece Rumlar değil, adanın yerlisi Türklerin de bir çoğu başka yerlere göç etmiş. Yakar Kaptan'ın iki çocuğu var, büyümüş; biri İzmir'de, öteki İstanbul'da oturuyor. Torunlarını yazdan yaza görüyor. Fırtınanın uluyarak sokaklarda koşturduğu kış geceleri kocaman evde hiç kolay geçmiyor. “..çok çalıştım, çok para kazandım ama işte bu motorları aldım. Bu evi kendimiz yaptık. O zaman adada böyle ev yok, saray gibi. Ama kışın vakit geçmek bilmiyor...” O zaman başlıyor devriniz ey hatıralar... Örneğin Midilli'ye gidişleri. “...iki tane liman vardı. Aynı bizim İstanbul'da Tep...