Ana içeriğe atla

Mersin Anemurion

Anemurion

Anemurion

Mersin Anemurion Fiziki Konumu

Anamur-Gazipaşa karayolunun 4. kilometresinden sonra deniz tarafındaki 2 kilometrelik yoldan antik kente ulaşılmaktadır. Anamur Bur­nu'nun doğuya bakan yamaçlarındadır. Dağlık Kilikia'nın en iyi korunmuş şehir­lerinden birisidir. Arazi limandan başla­yarak hafif bir eğimle yükselmekte ve surlar şehri yarım daire biçiminde çevir­mektedir. Anemurion 19. yüzyılda İngiliz donan­masından Albay Francis Beaufor'un bu kıyılarda yaptığı keşif gezisiyle tanınmış­tır. 1960'11 yıllarda Toronto Üniversite­si'nden Elisabeth Alföldi tarafından başlatılan yüzey araştırmaları, daha sonra Kanada British Colombia Üniversite­si'nden Prof. James Russel başkanlığın­ da kazı ve restorasyon çalışmaları şek­linde 1998 yılı sonuna kadar sürdürülmüştür.Yapılan kazılarda çıkan buluntular ara­sında balıkçı aletleri, inşaat, terzi, çöm­lekçi aletleri, sikkeler, kurşun mühür, kantar ağırlığı, dokuma aletleri, anahtar, kilit, oyun ve eğlence aletleri, usturalar, makyaj malzemeleri, kolye, küpe, bile­zik, altın kemer tokaları sayılabilir. Anemurion'da ilk yerleşimin ne zaman başladığı bilinmemektedir. Kentin adı bir liman listesinde geçtiği için onun İ.Ö. 4.yüzyılda var olduğu söylenebilmektedir. İ.S. l.yüzyılda gelişmeye başlayan Commagene Krallığı'nın bir bölümü olan Anemurion'da Kral iV. Antiokhos 'un sikkelerinin basıldığı bilinmektedir. Kenti çevreleyen surlar bu dönemde ya­pılmıştır. Antik kent zigzaglı sur duvarla­rıyla çevrili olup, kale içindeki yerleşim tepeden denize inen bir duvarla ikiye ay­rılmıştır.

Anemurion


Anemurion Yapısal Özellikleri


Kıbrıs'a yakın olması nedeniyle, özellikle Roma Dönemi'nde ara istasyon konu­munda olan Anemurion, karayoluyla önemli Roma kentlerinden biri olan Ger­maniopolis ile bağlantılıdır. Bölgedeki doğal kaynakların ihraç edildiği önemli bir ticaret kenti olmuştur. Şu anda ayak­ta kalan şehrin önemli yapıları bu dö­nemden kalmadır. Şehrin bu parlak dönemi İ.S. 260 yılın­da Pers ordularının eline geçmesiyle son bulmuştur. Anemurion daha sonra 5. yüzyılda lsauriallılar'ın eline geçmiş­tir. lsaurialı Zenan döneminde şehir re­faha kavuşmuş ve bu durum 6.yüzyıla kadar sürmüştür. Bu döneme ait kiliselerle birlikte iki kü­çük hamam kalıntısı bulunmaktadır. 7. yüzyılda Arap akınlarına uğrayan kent bu tarihten sonra tamamen terk edil­miştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İspanya Meydanı Hakkında

İspanya Meydanı Ruhun ve aslında Roma'nın bu bölgesi görkemli. Ürkütücü Vittoriano anıtı, Roma'nın ayakta kalan aristokrasisinin labirent hazine sandığı sarayları - hatta Via Condotti'nin elmaslarla örtülü sakinleri bile - hepsi kendi evreninin merkezindeki bir şehrin coşkulu egosunu temsil ediyor. Ünlü İspanyol Merdivenleri'ne tırmanırken binlerce enstantane boyunca yürürken kürklü bayanları burada göreceksiniz.  Herkesin gezi listesinin başında büyük Barok şekerleme, Trevi Çeşmesi var. Yankesiciler bu turist ağır noktasını desteklediğinden, o cüzdanı çekerken özellikle farkında olun. Çeşmedeki değişiminizi tamamladıktan sonra, kalabalıkları takip edin ve bu mahalleyi keşfetmek için ciddi zaman ayırmaya hazır olun. Roma'nın bir ana caddesi varsa, genellikle şehrin genç bölgelerinden mavi kot pantolonların kireçli bir şekilde göç etmesine benzeyen bir ritüel yürüyüş için Roma gençlerinin sürüsü ile sıkışan Via del Corso. Bu cadde boyunca, gri ve çalkantılı at

Çanakkale Bozcada

ÇANAKKALE - BOZCAADA gezisi Bozcaada havası gibi atmosferi de değişmiş geçen yıllarla. Rumlar gitmiş Avustralya'ya, Yunanistan'a. Karşı kıyıdan köylüler gelmiş. “... Rumlarla kardeş gibi büyüdük. o zaman 800 Türk, 1200 Rum vardı. Ortadan geçen yol mahalleleri ayırırdı. Çok iyi geçinirdik. Hiç kavgamız gürültümüz yoktu. Ne zaman Kıbrıs harbi çıktı, her şey bozuldu...” Sadece Rumlar değil, adanın yerlisi Türklerin de bir çoğu başka yerlere göç etmiş. Yakar Kaptan'ın iki çocuğu var, büyümüş; biri İzmir'de, öteki İstanbul'da oturuyor. Torunlarını yazdan yaza görüyor. Fırtınanın uluyarak sokaklarda koşturduğu kış geceleri kocaman evde hiç kolay geçmiyor. “..çok çalıştım, çok para kazandım ama işte bu motorları aldım. Bu evi kendimiz yaptık. O zaman adada böyle ev yok, saray gibi. Ama kışın vakit geçmek bilmiyor...” O zaman başlıyor devriniz ey hatıralar... Örneğin Midilli'ye gidişleri. “...iki tane liman vardı. Aynı bizim İstanbul'da Tep

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi ve Mindos Kapısı

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müze kalenin içinde. Kaş'ın güney doğusunda bulunan, dünyanın en eski batığı Ulubu­run'dan çıkarılan buluntular ve geminin kalın­tıları burada sergileniyor. 20 metre uzunlu­ğunda ve sedir ağacından yapılan gemi 11 yılda 25.000 dalış yapılarak çıkarılmış. Batıktan çıkarılan Nefertiti'ye ait altın mühür ve yeryüzünün bilinen en eski kitabı bu mü­ zede. Dünyanın en büyük İslam cam eserleri koleksiyonu da Cam Batığı'nda (her gün 08.30-17.30 saatleri arasında açık). Mindos Kapısı MÖ 364'te Büyük İskender'in şehir kuşatma­sı sırasında kapının tahrip olan bölümleri yi­ne kendisi tarafından yaptırılmış. Mindos Kapısı 7 km'lik antik sur duvarlarının batısın­da yer alıyor.