Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kayseri

Kayseri Rehberi İnsanların işbirliği, girişimciliği ve haydi açık söyleyelim "uyanıklığı", bir de pastırması ile ünlü Kayseri tarihin bilinen en eski dönemlerinden beri bir yerleşim yeri olmuştur.  Milattan önce 380 yılı ile milattan sonra 17 yılları arasında Kapadokia bölgesinin başkentiydi. 17 yılında Roma egemenliğine girdi. Sonra Bizans'ın eline geçti. Dört kez aralıklarla Arapların elinde kaldı. 1071'de Selçuklular kenti aldı. Beylikler dönemini yaşadıktan sonra 1015'de kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı. Asur ticaret kolonileri çağında bir ticaret merkezi olan kent günümüzde de eskiden gelen şeker, dokuma ve uçak fabrikalarıyla ve yeni filizlenen tekstil sektörüyle canlı ticaret yaşamını sürdüren sanayileşme hızı da yüksek olan bir Orta Anadolu şehridir. Eski kent merkezi dışındaki kısımları ile de modern bir kent görünümü dikkatimizi çeker. Kayseri eskiden beri geniş ve düzenli yolları ile bilinen bir şehir. Şehre gelen her misafirin dikkatini

AYDIN - DİDİM

Agoranın esası Berlin Müzesi'ne kaçırıldığı için sadece temellerini görebiliyoruz. Agora'nın kuzey kapısından çıkınca sağda Piskoposluk Kilisesi'nin, kilise avlusuna bitişik kutsal mezarlık kalıntıları görülüyor. Agoranın önünde 100 metre uzunluğundaki tören yolu uzanıyor. Yolun kenarında dükkanlar yer almaktaydı. Yolun kenarındaki MÖ. Il. yy. yapısı Gymnasion restore edilerek ayağa kaldırılmıştır. Tören Yolu'nun doğu ucunda liman kapısı bulunmaktadır. Kutsal Alan'da bereket tanrıçaları Demeter ile Kore'ye sunulmuş iki tapınak bulunmaktadır. Burada bulunan rahibe Nikeso'ya ait heykel Berlin Müzesi'ndedir. Kentin en önemli yapısı Agora'nın güneyinde tepeye kurulmuş Athena Tapınağı'nın yerlerine dikilmiş sütunları etkileyicidir. Tapınağın sadece kaidesini görebilmekteyiz. Tanrı tasvirleri olan kabartmalar İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndedir. Miletos'da görülecek önemli eserler arasında evler de bulunmaktadır. Kaldıkları çağa göre

Antalya'yı nasıl gezmeli? Kaç gün ayırmalı?

Antalya Bu sorulara yanıt bulabilmek için Antalya'nın büyüklüklerinden söz etmekte yarar var. İl sınırları batıda Kınık'tan başlıyor. Sınır çizgisinde Xanthos ve Letoon antik kentleri de yer alıyor. Doğuda ise Gazipaşa ilçesinin Kenar beldesine kadar uzanıyor. Kınık'la Kenar'ı bağlayan ve büyük bölümü kıyıyı izleyen karayolunun uzunluğu yaklaşık 500 kilometre. Ortalama bir hızla seyretseniz ve hiç bir yerde durmasanız yaklaşık 8 saat yol almanız gerekir. Gezmiş sayılmazsınız ama böyle de geçmiş olursunuz Antalya'yı bir baştan bir başa. Binlerce yıllık geçmişi olan uygarlıklar Antalya'da derin izler bırakmış. Batıdan Lykia kentleri başlıyor birbiri peşisıra. Sonra Antalya şehir merkezi yakınlarında yerlerini Pamhylia kentlerine bırakıyor. Antalya il sınırları içinde irili ufaklı 80'e yakın antik kentin kalıntıları bulunuyor. Kimileri çok harap durumda, ki Antalya'yı nasıl gezmeli? Nereleri nasıl dolaşmalı? Kumsalı deve sırtında geçmek mi? Ne

Çanakkale Bozcada

ÇANAKKALE - BOZCAADA gezisi Bozcaada havası gibi atmosferi de değişmiş geçen yıllarla. Rumlar gitmiş Avustralya'ya, Yunanistan'a. Karşı kıyıdan köylüler gelmiş. “... Rumlarla kardeş gibi büyüdük. o zaman 800 Türk, 1200 Rum vardı. Ortadan geçen yol mahalleleri ayırırdı. Çok iyi geçinirdik. Hiç kavgamız gürültümüz yoktu. Ne zaman Kıbrıs harbi çıktı, her şey bozuldu...” Sadece Rumlar değil, adanın yerlisi Türklerin de bir çoğu başka yerlere göç etmiş. Yakar Kaptan'ın iki çocuğu var, büyümüş; biri İzmir'de, öteki İstanbul'da oturuyor. Torunlarını yazdan yaza görüyor. Fırtınanın uluyarak sokaklarda koşturduğu kış geceleri kocaman evde hiç kolay geçmiyor. “..çok çalıştım, çok para kazandım ama işte bu motorları aldım. Bu evi kendimiz yaptık. O zaman adada böyle ev yok, saray gibi. Ama kışın vakit geçmek bilmiyor...” O zaman başlıyor devriniz ey hatıralar... Örneğin Midilli'ye gidişleri. “...iki tane liman vardı. Aynı bizim İstanbul'da Tep

Fethiye Gemile Adası

GEMİLE ADASI Kayaköy'den batıya doğru devam eden yol çamlar ve zeytin ağaçlarıyla çevrili küçük, şirin bir koyda sona eriyor. Koyun karşısında Gemiler Adası yer alıyor. Adanın eski adı Aya Nicola'ydı. Aynı adlı kilise, manastır ve şapeli görebilirsiniz. Büyük kilisenin freskleri iyi durumdadır. Deniz yoluyla Şovalye Adası'ndan sonra sol kıyıyı izleye rek Şahin ve İblis burunlarından geçerek de ulaşabilirsiniz. Günübirlik çevre turları yapan teknelerin uğrak yerlerinden birisidir. Deniz kıyısında sarnıç, tepede saray kalıntıları vardır. Saray ile aşağıdaki kilise arasında 500 metre uzunluğundaki tünelin bazı kısımları yıkık durumdadır. Tünel içindeki merdivenlerin aralarında 17 durak vardır. Bunlar İsa'nın çarmıha gerilmeye götürülürken 17 defa dinlenmesini temsil etmektedir. Tarihi kalıntıların bir kısmı adanın sahilinde sular altında görülebilmektedir. Korunaklı oluşuyla teknelerin demirlediği yerlerden biri olan Gemiler'in çevresinde Beştaşlar, içinde ta

BODRUM BİTEZ

Gümbet'ten devam ettiniz mi Bitez. Yarımay biçiminde upuzun bir kumsal. Koyun doğu yönü, Adaburnu tarafı sığ ve temiz olmadığından denize girmek için pek uygun değil. Batısına doğru plaj güzelleşir. Birden derinleşmeyen deniz çocuklar için de uygun. Rüzgar sörfü, şemsiye, deniz bisikleti ve kano kiralayabilirsiniz. Sahile bakan bahçeli lokantalarda yemek yemek, meşrubat veya içki içmek mümkün. Genel tuvalet, market de bulacaksınız. ORTAKENT (MÜSGEBİ) Bitez'den sonra Bodrum'un en uzun sahili Ortakent'te. Denizi biraz daha soğuk. Karadan ilçe merkezine uzaklığı 12 km. Arkaları dağlık ve mandalin bahçelerinin kaldığı yerlerden. Biraz ilerdeki Kargı sahiİlinde ince kumlu bir plaj bulacaksınız. BAĞLA Merkeze 14 km. uzaklıktaki Bağ la Köyu içme suyu kaynağıyla da ilgi çekiyor. Kaynağın çevresi piknik yapmak isteyenler için uygun. Bodrum yarımadası en sevimli yeri Gümüşlük Tür. Bahka /okantalarının balk pisirmekte ve ahfapof salafası yapmakta üstüne yoktur. ASP

İZMİR - SEFERİHİSAR

TEOS Sığacık ilk bakışta pek özelliği olmayan ama küçük bir dikkatle olağanüstülüğü farkedilen bir köy. Köy eski bir kale duvarı ile çevrili. Surlarla çevrilmiş ve dış tehlikelere karşı bütün yapıların sur içine kurulduğu eski kentler gibi. Tabii eski tehlike kalmadığı için kalenin iç duvarlarına bitişik başlıyor evler. Sırtlarını surlara vermişler ve birbirlerine yaslanmışlar. Küçük küçük evlerden oluşan, daracık sokaklı bu kaleiçi evlerinin bir kısmı ne yazık ki koruma altına alınmadan önce yokedilip yerine uydurma yapılar yapılmış. Şimdi SİT ilan edilmiş ve yıkım durmuş. Ancak eskisine uygun restorasyon yapmak mümkün. Sahilde Burç, Liman ve Def'i Gam adlı balıkçı lokantaları, küçük market ziyaretçileri bekliyor. Korunaklı küçük koy balıkçı teknelerinin barınağı. Koyun karşı tarafında da Deniz ve Urcan lokantaları var. Bu lokantalar yakınlığı dolayısıyla yaz sezonu dışında da İzmir'den gelen hafta sonu ziyaretçileri için açıklar. Körfezin Eşek, Kanlı, ve Küçük A

BURSA - SEİTABAT

Yeşil Bursa diye tanınan Bursa'nın içi artık biraz yeşilliği tartışılır hale geldiyse de çevresi gerçekten yeşil. Seitabat yolu üzerinde güzel alabalık lokantaları var. Hepsinin balığı tazedir. Yolun sonunda karşınıza şelale çıkacak. Burada çok güvercin bulunduğundan köydeki adı “Güvercinlik”. İki kaya bloğunun arasından düşen şelale ve oluşturduğu gölcük ile kanyonun aşağıları çok güzel. Şelalenin çevresinde oturup piknik yapmak isterseniz bu iş biraz zor. Çünkü şelale çevresi et-mangalcılar tarafından parsellenmiş durumda. Bunlarda oturmak istemeyenler suyu izleyip biraz daha aşağılara inmeliler. Köy şelalenin biraz ilerisinde. Çevrenin doğası da, havası da harika. Eh bu kadar güzel yerin çok bakir kalabileceğini düşünmüyorsunuzdur herhalde. Çevrede villalar yapılmış. Seitabat'a gitmek için, Ankara yolunun 14. Km'sindeki Kestel ilçesinin girişinden eski Ankara yoluna sapacaksınız. Çimento fabrikasını geçince sağı takip edip 7 Km. dağa doğru asfaltı izleyeceksiniz.